İlişkilerde tekrarlayan ayrılıklar, benzer partner tipleri, ani kopuşlar ya da bağ kurma zorlukları…
Çoğu zaman “neden hep aynı şeyleri yaşıyorum?” sorusunu beraberinde getirir.
Bu durum yalnızca bireysel tercihlerin değil, bilinçaltındaki ilişki kalıplarının da sonucudur.
Görünmeyen bu içsel engellere evlilik blokajı veya ilişki blokajı adı verilir.
Bilinçaltı; çocukluk döneminden itibaren, bireyin ilişkilere dair deneyimlerini kayıt altına alır.
Ebeveynlerle kurulan ilk bağ, sevgiye dair öğrenilen koşullar ve korunma biçimleri, kişinin “ilişki nasıl olur” sorusuna verdiği otomatik cevapları oluşturur.
Zihinsel olarak evlilik ya da sağlıklı ilişki isteyen birey, bilinçaltı düzeyde şu kalıpları taşıyorsa:
Nörobilim araştırmaları, insan davranışlarının büyük oranda bilinçdışı inançlar tarafından yönlendirildiğini göstermektedir.
Yani birey ne kadar istemeye çalışsa da, nöral bağlanma kalıpları değişmediği sürece, ilişkilerde aynı döngü devam eder.
Evlilik veya ilişki blokajına sahip bireylerde sıkça görülen dışa yansımalar:
Bu belirtiler bir “şanssızlık” ya da “kötü seçim” değil, bilinçaltındaki ilişki yazılımlarının tekrar eden sonuçlarıdır.
Bireysel seanslarımda ve Duygu Odaklı Eril-Dişil Denge & Dişil Enerji Eğitimim kapsamında, kişinin bilinçaltında kayıtlı olan ilişki blokajını; nöral bağlanma kalıpları, duygusal hafıza ve duygu regülasyonu üzerinden değerlendiriyor, kişinin içsel hikâyesini fark etmesini sağlıyorum.
Bu çalışmalarda sadece davranışa değil, davranışın arkasındaki duygusal altyapıya odaklanıyorum.
Bilimsel veriler, bağlanma kuramları ve duygu odaklı yöntemlerle; kişinin ilişki döngüsünü yeniden yapılandırabileceği bir içsel alan açıyorum.
Bu yaklaşım, alanında bütüncül olarak çalışan ilk ve özgün modellerden biridir.
Eğer ilişkilerde benzer acıları, aynı kırılmaları yaşıyorsan…
Sorun ilişkilerde değil; ilişkiler yoluyla görünür olan bilinçaltı yapındadır.
Ve bu yapı fark edildiğinde değişebilir.