Hakkımda - Pozitif Dünya

GÜLHAN TOKTAY KİMDİR

Eğer şu anda yaşadığınız hayat size fayda sağlamıyorsa değiştirerek yeniden inşa edin. Ama bu sefer en iyisini…

Şimdi size bir hikaye anlatacağım. Bu hikaye, benim bu noktaya nasıl geldiğimle ilgili. Ama bu satırları okurken, kendi yaşamınızla benzeşen birçok ortak nokta bulacaksınız. Hazırsanız bu küçük yolculuğa çıkalım…

“Eğer bir çıkış arıyorsan, sen onu bulamasan da o seni bulur.”

1985 yılında İstanbul’da doğdum. İşletme Fakültesini bitirdikten sonra Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yüksek lisansımı tamamladım. Yıllarca iyisiyle kötüsüyle birçok an yaşadım ama 17 yaşıma geldiğimde içinden çıkması zor gibi görünen bir sorunla karşılaştım. O zamanlar kendimi dipsiz bir kuyunun derinlerinde, çaresiz hissetmeye başladım. Bu sorunun çıkış kapısını ararken Anthony Robbins’in kitapları ile tanıştım ve “İçindeki Devi Uyandır” kitabı sayesinde içinde olduğum karanlık ruh halinden çıkmayı başardım.

İşte o gün ilk mesaj kapımı çalmıştı; “Eğer bir çıkış arıyorsan, sen onu bulamasan da o seni bulur”. O gün bu derin anlamı göremedim ama yaşadıklarım armağan gibiydi. Sadece tek bir kitap, karanlıkta bana fener olmuştu. Oradan bir fayda ile çıktım; artık acımı, bir yaşam projesine dönüştürmeyi başarmıştım.

“Hedefine kitlendiğinde, onun sana gelmekten başka çaresi kalmaz.”

Aradan iki yıl geçti ve ben, o zamanlarda başlayan bu dönüşümün üzerine çok şey ekleyerek binlerce kişinin hayalini kurduğu bir kurumda işe girdim. O gün ikinci mesaj kapımı çalmıştı; “hedefine kilitlendiğinde, onun sana gelmekten başka çaresi kalmaz”. Artık benim bir sihirli değneğim vardı, acılarımı yönetmeyi öğrenmiştim. Bir de bunun üstüne, ekonomik olarak hayal bile edemeyeceğim kazancı hayatıma çekmiştim.

Sonra zaman akmaya devam etti ve ben 30 yaşıma geldiğimde bir zorlu sınav daha beni bekliyordu. Aynı anda özel hayatım ve iş hayatım kökünden sarsılmıştı. Ve artık ne kitaplar ne de psikologlar benim içimdeki fırtınayı dindiremiyordu. İşte o anlarda 17 yaşımı hatırladım, beni o gün o kara delikten kurtaran neydi? Anthony Robbins. Ama şimdi, ucunu yakaladığım ipi değil, o ipin yumağını arıyordum. Anthony Robbins’in hocasını merak ettim ve araştırdım. Araştırmam beni Wyatt Woodsmall’a götürdü; INLPTA’nın kurucusu ve dünyadaki ilk NLP master trainer. Ve bir adım daha geriye gittiğimde ise NLP sihrini bulan dilbilim profesörü John Grinder ile arkadaşı matematikçi aynı zamanda Geştalt terapisti Richard Bandler’a rastladım.

“Bazen ihtiyacın olan şey ile yollarınızın kesişebilmesi için önce senin yoldan çıkman gerekir.”

Tüm bu araştırmaları yaparken bir yandan da hayatımı düzene sokmaya başlamıştım; özel yaşamım, iş hayatım ve ekonomik sorunlarım tekrar yoluna girmişti. O gün de üçüncü mesaj kapımı çaldı; “Bazen ihtiyacın olan şey ile yollarınızın kesişebilmesi için önce senin yoldan çıkman gerekir”.

Daha sonra NLP eğitimleri almaya başladım. Tek bir eğitimin yetmeyeceğini, başka başka kaynaklardan da eğitim alarak onların NLP’ye bakış açılarını ve neler geliştirdiklerini öğrenmek istedim. Ulusal ve uluslararası birçok güvenilir kurumdan eğitimler aldım. Üç defa üst üste master trainer oldum. Tüm birikimimi bu eğitimlere yatırdım ve ben istedikçe daha fazlası geldi. NLP’nin önde gelen isimleriyle tanışma fırsatı yakaladım ve onların bu tekniklerin üzerine ekledikleri onlarca çalışmayı ben de uyguladım. Tabi bu süreçte ben de birçok deneme yaparak kendi eğitim modüllerimi oluşturdum.

“Yaşadığın her şey, senin potansiyelini bulabilmen için bir fırsattır. Bunu değerlendirmek ya da pas geçmek senin kararın.”

İşte tam bu noktada dördüncü mesaj gelmişti; “Yaşadığın her şey, senin potansiyelini bulabilmen için bir fırsattır. Bunu değerlendirmek ya da pas geçmek senin kararın”. Bu mesajın diğerlerinden farkı, bu mesajı net olarak görebilmem ve bundan öncekileri de artık tamamen anlayabilmem oldu.

Artık NLP teknikleriyle tüm sorunlarımı çözmenin ve bolluk & bereketi hayatıma çekmenin mutluluğunu yaşıyordum; daha çok anda kalabiliyordum, kendimi daha iyi tanıyordum ve tüm bunların neticesinde hedeflerime çok daha kısa sürede ulaşmak benim için artık mümkündü.

O Günden Beri Neler Yaptım?

NLP (Neuro Linguistic Programming) teknikleri ile;

*Önce özel hayatımın sonra da iş hayatımın ve ekonomik sorunlarımın kolaylıkla üstesinden geldim.

*Yaşamımda ahenk, huzur, neşe, bolluk ve bereket hiç olmadığı kadar arttı.

*Kendimi çok iyi bir noktaya taşıdıktan sonra önce çevreme ve daha sonra da 20-48 yaş arası yaklaşık 300 kadına bireysel danışmanlık yaptım.

*Aşk, evlilik, ekonomi konusunda sorun yaşayan ve özdeğer, özgüven, yetersizlik, çaresizlik gibi sorunları olan yüzlerce danışanıma rehberlik ettim.

Ben Hayata Nasıl Bakıyorum ve NLP Bu Manzaranın Neresinde?

16 sene boyunca kamuda toplum yararına projeler ürettim ve projenin eğitimdeki öneminin aslında ne kadar görmezden gelindiğini her çalışmamda bir kez daha gördüm. Onlarca eğitim alan kişiler, çalışmalarını projeleştiremediği için kocaman bir havuzun içinde boğulup gidiyor. Ancak insana, topluma faydalı ve işlevsel projeler tasarlayabilenler geleceğe bir iz bırakabiliyor.

Buradan yola çıkarak yılların tecrübesini ve en güçlü olduğum kas olan proje üretebilme yetimi, kişisel sorun odaklı proje üretmeye çevirdim. Duyu Odaklı Eril-Dişil Denge Eğitim Modülünü geliştirirken tek hedefim, kişiselleştirilmiş sorun odaklı projemi sürdürülebilir kılmaktı ve bunu başararak bir yılda onlarca kadına bu eğitimi verdim. Onlarca kadının önce kendilerine sonra da ilişkilerine devrim niteliğinde gelişim kazandırdıklarına şahit oldum.

Ve şunların eksikliğini görerek yeni hedefler belirledim;

-Daha fazla eğitim modülü ile daha fazla insana ulaşmalıyım

-12-18 yaş çocuklar için de çalışmalar yaparak onların başarılarına odaklı eğitim modülleri oluşturmalıyım

-Duygu odaklı eğitim modülleri ile insanların kendilerini daha iyi tanımalarına destek olmalıyım

-Sürdürülebilir kişiselleştirilmiş sorun odaklı projelere daha fazla ağırlık vermeliyim

Yaşamım hep eskisini yıkıp yenisini inşa etmekle geçti. Bu yaklaşımın ödülleri olsa da çok ağır bedellerini de ödedim. NLP bize “Esnek olan kazanır” der! O zaman neden yıkmadan önce esnemeyi denemeyelim?