“İlişkilerim oluyor ama bir türlü evliliğe gitmiyor.”
Belki sen de bunu sık sık söylüyorsun…
Oysa mesele yanlış insanlara denk gelmekten çok, bilinçaltının seni korumak için devreye soktuğu olumsuz inançlarda saklı.
Eğer içinde “ya yine incinirsem, ya yine yarım kalırsa” korkusu varsa, kalbin evliliği isterken zihnin hep frene basar. İşte bu yüzden evlenmek isteyen kadın kendini sürekli aynı döngüde bulur.
“Ya yanlış kişiyi seçersem?”
“Ya pişman olursam?”
Bu kaygılar seni fark etmeden ilişkiden uzaklaştırır. Yakınlık artınca bir yanın geri çekilir çünkü bilinçaltın için evlilik = risk demektir.
Geçmişte yaşadığın değersizlik, ilgisizlik, terk edilme ya da aldatılma…
Bilinçaltında şu inancı yazar:
👉 “Evlilik güvenli değil. Bağlanırsam yine canım yanacak.”
İşte bu yüzden bugün karşısına çıkan doğru insanı bile göremezsin.
Çünkü kalbin “sevgi” isterken, bilinçaltın seni korumak için “kaç” der.
Bazen sevgi vardır ama konuşmalar eksiktir…
Bir taraf duygularını saklar, diğeri anlamaz.
İşte o sessizlik, evliliğe giden yolu kapatır.
Çünkü bilinçaltında “beni zaten kimse anlamaz” inancı çalışır.
Ve zamanlama…
Bazen sen hazırsındır ama karşındaki değildir.
Bu durumda bilinçaltın, “bak gördün mü yine olmayacak” diyerek kendi inancını doğrular.
İlişkin güzel gidiyor gibi görünür ama gelecek konuşulduğunda kopuş başlar.
Sen evlilik istersin, o özgürlüğünü korumak…
Sen düzen ararsın, o akışa bırakmak…
Ve işte tam bu noktada içten içe şunu hissedersin:
👉 “Ben ne yaparsam yapayım, asla aynı hedefi paylaşmayacağız.”
Aslında bu, bugünün değil, geçmişten gelen bir çaresizlik duygusunun yansımasıdır.
Bu duygu, seni sürekli “olmayan adamların” peşine düşürür.
Evliliğe engel olan şey çoğu zaman “doğru erkeği bulamamak” değil…
Bilinçaltında yıllardır taşıdığın yanlış inançlardır.
Bu inançlar yüzünden seni seveni istemez, seni istemeyene bağlanırsın.
Çünkü zihnin, sevgiyi hep mücadeleyle eşleştirmiştir.
Ve sonuç?
Doğru insan karşına çıksa bile, bağlanamazsın.
Çünkü bilinçaltın hâlâ seni korumak için “kaç” der.
Evliliğe giden yolu kapatan şey yanlış erkekler değil…
Seni yıllardır fark etmeden yöneten bilinçaltı kalıpların.
İlk adım, hatayı sadece erkeklerde aramayı bırakmak.
Çünkü seni evlenmekten alıkoyan şey;
Bu duygular çözülmeden, doğru adamı bulmak imkânsızlaşır.
Çünkü kalbin ister ama bilinçaltın “dur” der.
Kendi çabanla fark etmek değerli olsa da dönüşüm için yeterli değildir.
İşte bu noktada Duygu Odaklı Eril–Dişil Denge ve Dişil Enerji Eğitimimiz, senin içindeki bu olumsuz kalıpları dönüştürmen için var.
✨ Yanlış seçimleri bitirmek,
✨ Bağlanma korkusunu geride bırakmak,
✨ Gerçekten sevildiğin bir ilişkiye adım atmak…
tam da burada başlar.
Çünkü bilinçaltında şu inanç çalışıyor olabilir:
👉 “Zor olan değerli.”
Bu yüzden seni seveni değil, seni zorlayanı seçiyorsun.
Doğru adamı görmek aslında zor değil.
Ama eğer içindeki değersizlik, güvensizlik ya da yalnız kalma korkusu çözülmemişse, yanlış seçimleri doğru gibi görürsün.
👉 Hayatına hep aynı erkekler girip çıkıyorsa, bu tesadüf değil.
Eğitim, bilinçaltında seni yanlış seçimlere iten duyguları tek tek ortaya çıkarır.
✨ “Neden beni seveni değil, beni zorlayanı seçiyorum?” sorusunun cevabını bulursun.
✨ Bağ kurmayı engelleyen korkular çözülür.
✨ Gerçekten yanında kalacak, sana değer verecek ilişkilere adım atarsın.
Bugüne kadar defalarca denedin, olmadı… Ama sorun sen değilsin.
Sadece bilinçaltındaki kalıplar seni aynı sona taşıdı.
Ve kalıplar değiştiğinde, sonuç da değişir.
Unutma: Sevgi için hep mücadele eden yanın değil, olduğu gibi değerli olduğunu bilen yanın evliliğe giden kapıyı açar.
Gülhan Toktay’ın kaleminden en çok okunan yazılar.